"Büyükanıt'a rağmen bir emrivaki ile Genelkurmay'ın web sitesine konuldu. İşte o yazının hikayesi..."
27 Nisan E Muhtırası halen Genelkurmay'ın web sitesinde duruyor ama, bizzat dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından muhtıra olmadığı söylendi.
Bu, militarist bir ülkede iyi yönde bir gelişme.
General Yaşar Büyükanıt Kutlu Doğum Törenleri için ilahi okuyan kız çocuklarını televizyonda görmüş ve oturmuş o kağıdı yazmış.
Bunu kendisi söylüyor.
Yani bizim Hakan Aygün'ün deyimiyle 27 Nisan Muhtırası Hükümete değil, Kutlu Doğum'a verilmiş!
Şaka bir yana, onlardan bu bile beklenebilir!
Şimdi... Bir kere o zamanlar E muhtıra denilen söz konusu açıklama hükümet tarafından kabul edilmedi.
Tarihimizdeki diğer çok sayıda muhtıraların benzeri hiçbir etki ve yaptırıma yol açmadı.
Açıkçası başta hükümet olmak üzere kimse ciddiye almadı.
Bu da militarist bir ülkede iyi yönde bir gelişmeydi.
General Yaşar Büyükanıt'ın 27 Nisan gece yarısı yayınlattığını söylediği metnin aslında çok ilginç bir hikayesi var.
Her ne kadar General Yaşar Büyükanıt "Ben yazdım, web sitesine konulmasını da ben istedim" diyorsa da...
Bugüne kadar olmadığı biçimde asker kökenli bir gazeteci tarafından bu metnin General Yaşar Paşa tarafından nasıl yazıldığı en ince detayına kadar haberleştirilmişse de bu bizim o günleri unutmamızı gerektirmez.
Hatırlıyorum o zaman 27 Nisan kağıdı ile ilgili "Vallahi Türk Ordusu'nun komuta kademesinin nasıl oluyor da böylesine acayip ve zayıf içeriğe sahip bir metni kendi adlarına yayınlayabiliyorlar" diye yazmıştım
O günlerde başka şeylerde yazdık. Mesela bu metnin asker tarafından değil bir sivil tarafından kaleme alındığını...
Ayrıca bu metnin General Yaşar Büyükanıt'a rağmen bir emrivaki ile Genelkurmay'ın web sitesine konulduğunu...
Sadece ben değil birçok köşe yazarı bu meyanda yazılar yazdılar. Hiç de yalanlanmadı. Sadece metni yazdığı iddia edilen sivil şahıs "Ben yazmadım" diye ortaya çıktı.
Bugün ortaya çıkıp "Ben tek başıma yazdım, ve tek başıma karar verdim" diyor general.
Neden böyle söyleme gereği hissediyor ki?
Çünkü o yazı kendisine rağmen yayınlandı da onun için.
Kendine itaatsizlik edilmediğini ifade ediyor bir bakıma. Bir bakıma da komuta kademesinin şerefini...
İşte o yazının hikayesi:
Hep birlikte oturdular konuştular. Bunlar Cumhurbaşkanı'nı da seçecek, bir şeyler yapmalıyız dediler. Sonra bir bildiri kaleme aldırdılar. Yayınlayıp yayınlama konusunda uzun uzun tartıştılar. Yayınlayalım, yayınlamayalım diyenler oldu. Sonunda General Büyükanıt yayınlamamaya karar verdi. Evine gitti.
O gittikten bir müddet sonra onlardan birisi askere emir verdi 'Bu metni web sitesinde yayınlayın" dedi. O metin alelacele gece yarısı web sitesine kondu.
Hikaye bu.
O saçma sapan, içeriksiz, milletimizin kutsal değerlerini aşağılayan, kutlu doğumu, Kuran yarışması yapılmasını irtica diye yaftalayan metnin General Büyükanıt tarafından onaylanmaması militarist bir ülkede gercekten güzel bir gelişme.
Ama işte bazen bir şeyleri kurtarmak için çıkıp "Ben yazdım" demek zorunda kalıyorlar!