VATANTÜRK18

Turkiye İran olur mu?

Türkiye İran gibi olur mu?

Herkesin bildiğinin aksine İran İslam devriminden önce de islami sistem esası üzerine kurulu bir ülkeydi. Bu durum Şah döneminde  anayasa ile belirlenmişti. Hatta İranın resmi dininin İslam olduğu, mezhebinin caferi olduğu bile İran anayasasında yazılarak, teminat altına alınmıştı.

Bu durumu gayet güzel açıklayan değerli Namık Kemal ZEYBEK'in bir makalesi aşağıdadır.


İran olunur mu?

Türkiye İran olur mu? Bu soru sürekli gündem maddesi... Geçenlerde Oral Çalışlar da yazdı. “Türkiye hiçbir zaman İran olmadı, İran’a benzemedi, bugünkü koşullar da Şah dönemine benzemiyor” dedi. Yani Türkiye, İran olamaz...
Kim İran olabilir? Hiç kimse elbette...
İran İran’dır...Ve sadece İran İran olabilir.
İran’ın gerçeklerini yeterince bilmeyen, daha doğrusu İran’ı İran düşmanlarının anlatımlarıyla bilenler için İran’ı anlamak zor.
Ama gelin önce soğukkanlı olarak bugünkü İran’ı dünkü İran’la karşılaştıralım.
Devrimden önce İran’da şahlık vardı. Bugün Cumhuriyet var. Hangisi daha iyidir.
Devrimden önce de İran’da İslami sistem vardı. Yasalar İslam hukukunun Caferi mezhebi esas alınarak yapılırdı. Anayasanın ikinci maddesi şöyleydi: “İran devletinin dini İslam dini, mezhebi Caferi Sadık mezhebidir. Hanedan İslam dinini ve Caferi mezhebini yaymakla görevlidir ” Peki Hanedan’ın yaşayışı... O ayrı konu ...
Şimdi ne var? İran İslam Cumhuriyeti var. Devleti yönetenler samimi Müslüman...
İran’da cumhuriyet olduğu kesin de demokrasi var mı?
Var elbette... Türkiye’de, Avrupa ülkelerinde, ABD’de nasıl varsa İran’da da var. Adı: İslam Demokrasisi ...
Türkiye’de ne var: Laik demokrasi...Nasıl Türkiye’de laikliğe karşı olanlara ve laik demokrasiyi değiştirmek isteyenlere izin verilmiyorsa; İran’da da İslam demokrasisini değiştirmek isteyenlere izin verilmiyor.
Sözgelimi Türkiye’de nasıl bayanların başörtüsüyle memur olmaları yasaksa, İran’da da bayanların başı açık memur olmaları yasak... Kamuda ve hayatın içinde İranlı kadınların Türkiye’deki kadınlardan daha etkin olduğu da başka bir gerçek... İran’da ‘kılıbık’ sözünün karşılığı ‘zenzelil’, ‘Kazak’ sözünün karşılığı ise yok... Bu da işin nüktesi...
Peki İran halkı yöneticilerini kendisi mi seçer?
Ne sanıyorsunuz? İran’ı yöneten cumhurbaşkanını doğrudan halk seçer. O da bakanlarını seçer; Millet Meclisi’nin onayına sunar. Bizdeki güvenoyu gibi...
Peki mollalar? Her şehirdeki mollalar, Ayetullah derecesi elde etmiş alimler arasında seçim yaparlar. Onlar rehberlik meclisini oluştururlar. Onlar
arasından rehber seçilir. Bugünkü rehber Türk asıllı Ayetullah Ali Hameney’dir.
Bir de bizdeki Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu’nun görevlerini yapan bir Meclis daha vardır: Nigahban Şurası. Yasaların İslam’la uygunluğunu ve cumhurbaşkanı adayları ile milletvekili adaylarının aday olup olamayacaklarını denetler ve karar verir. Söz gelimi, son seçimde sekiz adayın şartları taşıdığına karar verildi ve onlar aday oldu. İçlerinden din adamı değil, mühendis kökenli Ahmedinecad halk tarafından seçildi.
Sahi bizde nasıl seçiliyor?
Diyorum ki her ülkenin tarihi gelişimi ve şartları başkadır. İran’a İslam Cumhuriyeti uygun olmuştur; Türkiye’ye laik Cumhuriyet... Türkiye İran olmaz, ama İran’ı da Türkiye gibi görmeğe ne gerek var?
Yine diyorum ki İran’ın şah dönemindeki haline, yani yeni sömürge yapmağa kalkışanlara dikkat edilmeli...

Namık Kemal ZEYBEK-14.03.2009 (Radikal)
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol