Patrikhane ekümenik olmuş veya olmamış, bize ne?
OBAMA, İstanbul'da bulunduğu sırada Türkiye'deki dinî cemaat liderlerini toplu halde kabul etti ama Rum Patriği Bartholomeos ile başbaşa görüştü ya, malûm komplo teorilerini ânında yeniden ısıtıverdiler:
"Lozan, çiğneniyor! Obama, Patrikhane'nin ekümenik olmasının yolunu açmaya çalışıyor... Fener'i Vatikan gibi ayrı bir devlet hâline getirmek istiyorlar... Ruhban Okulu'nu faaliyete geçirecekler".
Senelerdir yazıyorum, tekrar yazayım: Lozan Antlaşması'nda Patrikhane konusu yoktur, Fener'in tek bir kelimeyle olsun, bahsi geçmez. Lozan görüşmeleri sırasında Patrikhane ile ilgili olarak günler boyu tartışılmış, hattâ bazı centilmenlik anlaşmaları da yapılmıştır ama konu antlaşma metnine alınmamıştır. Dolayısıyla, Patrikhane meselesinde bazı açılımlara gidilmesinin Lozan'la hiçbir alâkası sözkonusu değildir ve olduğunu iddia etmek sadece cahillikten ibarettir, o kadar!
iş, bu kadarla da kalmıyor... Fener Patrikhanesi'nin bir çeşit Vatikan olmasına imkân yoktur, sebebi ise kilisenin devlet hâlini alması, Ortodoks doktrinine ters düşmesidir. Doğu Kilisesi, asırlardan buyana her zaman devlete tâbi olmuş; Patrik, Bizans zamanında bile hem protokolde, hem de uygulamada daima İmparatora bağlı bulunmuştur.
HER DİN EKÜMENİKTİR
Ekümeniklik ile ilgili endişelerimiz ise, artık cehaletten de öte, mizahî bir hâl almış vaziyettedir...
"Ekümenik", yani "evrensel" olma çabası sadece Ortodoks dünyasına mahsus değildir, bütün dinler için geçerlidir. Dinler mü'minleri arasına bir grubu, bir kavmi yahut bir milleti değil, insanlığın tamamını katmaya çalışırlar ve dolayısıyla dinlerin ve mezheplerin hepsi evrenseldir. Bu, Fener Patrikhanesi için de böyledir; üstelik bir dinî müessese olan Patrikhane, kuruluşundan bu yana zaten ekümeniktir.
Dolayısıyla, dün bazı TV'lerde mütekaid bir büyükelçinin "Obama, Patrik ile tek başına görüştü, zira Amerikalılar Fener'i ekümenik kabul ediyorlar" demesi de sadece bir saçmalıktır. Zira, Fener Patriği'nin yanısıra Yakubî Patriği de, Hahambaşı da, hatta feşmekân mezhebin piskoposu da ekümeniktir.
Kaldı ki, Fener Patrikhanesi'nin ekümenik olup olmadığını tartışmak, Müslümanlar'ı, devleti yahut ideolojileri hiçbir şekilde alâkadar etmez. Konu, Ortodoks Kilisesi'nin meselesidir.
HERKESİN DİNİ KENDİNE!
Türkiye'de köşe yazarlarının yahut siyasîlerin Fener'in ekümenik olup olmadığı tartışmalarının abukluğunu bir benzetmeyle izah edeyim:
Misal bu ya, Fener Patriği kaddesetlu Bartholomeos Efendi günün birinde kalkıp "Siz Müslümanlar, öğle namazınızı yanlış kılıyorsunuz" dese... "İki rekât farz, üç rekât da sünnet kılmanız lâzım, başka türlü olmaz" buyursa!
İlk tepkimiz, "Adam ne saçmalıyor? Bizim dinimizden papaza ne?" olur...
İşte, Rum patriğinin namazla, abdestle yahut fıkıhla ilgili bir meselede ahkâm kesmeye kalkışmasıyla bizlerin "Fener Partikhanesi ekümenik olamaz" dememiz arasında saçmalama bakımından hiçbir fark yoktur.
Tekrar söyleyeyim: Patrikhane'nin ekümenik olup olmaması dinî bir konudur, bizi değil, Ortodoks kilisesini alâkadar ve eder ve unutmayalım: "Herkesin dini kendine"dir!
Murat BARDAKÇI